
Nano-aşılar pankreas kanserine karşı ihtilal yaratabilir mi?
PDAC, erken evrede nadiren teşhis edilen ve metastaz yapana kadar belirti göstermeyen bir kanser çeşidi olması nedeniyle vefat oranı yüksek bir hastalıktır. Bu kanser çeşidinin beş yıllık sağ kalım oranı sadece %13,3 düzeyindedir. Bu nedenle araştırmacılar, bağışıklık sistemini harekete geçiren yenilikçi bir tedavi tekniği üzerinde çalışıyor. Geliştirilen aşı, kanser hücrelerinde sık görülen genetik mutasyonları hedefleyen antijenlerle yüklü nanopartiküller aracılığıyla çalışıyor.
Çalışmayı yürüten grubun başındaki biyomedikal mühendis Zheng-Rong Lu, “Pankreas kanseri son derece agresif seyreden bir hastalık. Bu yüzden tedavimizin klinik öncesi evrede bu kadar tesirli sonuçlar vermesi bizim için de epeyce şaşırtıcıydı.” açıklamasında bulundu. Aşının, izole hücre kültürleri ve hayvan modelleri üzerindeki tesiri ise hayli çarpıcı. Çünkü amaçların yarısından fazlasında kanserin büsbütün ortadan kalktığı bildirildi.
Tedavi protokolü, üç doz nano-aşı enjeksiyonunu ve buna eşlik eden bir bağışıklık denetim noktası inhibitörünü içeriyor. Bu sayede, tümörlerin bağışıklık sisteminden gizlenme yeteneği kırılarak bedenin doğal savunma sistemi harekete geçiriliyor. Ayrıyeten araştırma grubu, bu yaklaşımın aktifliğini kıymetlendirmek için ileri seviye manyetik rezonans moleküler görüntüleme (MRMI) teknolojisini kullanmayı planlıyor.
Henüz erken basamaklarda olunmasına karşın, bu yenilikçi çalışmaya Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından 3 milyon doları aşkın fon sağlandı. Klinik öncesi denemeler tamamlandığında elde edilen bilgilerin bilimsel yayınlarla paylaşılması bekleniyor. İnsan üzerinde gerçekleştirilecek klinik denemelerin ise önümüzdeki süreçte başlaması planlanıyor.