Bazı insanlar vardır; servetleriyle haber olur, banka hesapları dolup taşar. Ama hayatlarına bakıldığında ekmeğin ucunu bile ikiye bölerek yerler. Hiç harcamazlar, paylaşmazlar. Bu bir tercih mi, yoksa adı konmamış bir cimrilik ve harcayamama hastalığı mı? İşte bu yazı, zenginlik içinde fakirlik yaşayan insanların dünyasına ışık tutuyor.
Cimrilik Nedir, Nerede Başlar?
Cimrilik, yalnızca para vermemek ya da tutumlu olmak değildir. Gerçek cimrilik, kişinin kendisine bile harcama yapamadığı, sevdiklerine değer vermediği, hayatı yaşamak yerine yalnızca biriktirmeye odaklandığı noktada başlar.
Bu davranış biçimi;
Çocuklukta yaşanan yokluklardan,
Güvensizlik duygusundan,
Veya kişilik bozukluklarından kaynaklanabilir.
Ancak bazı bireylerde bu durum takıntı halini alır. Psikolojide buna “para harcama korkusu” ya da “harcamama bozukluğu” denir. Bu bozukluk, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürür.
Gerçek Hayattan Bir Örnek
Zengin bir tanıdığım vardı. Yaşı yetmişi geçmişti ama hâlâ kuruş hesabı yapıyordu. Ailesiyle bağı kopmuştu; kimseye destek olmak istemiyor, paylaşmıyordu. Eşiyle sorunlar yaşamış, sevdiklerine hiçbir zaman verici olamamıştı.
Bana da aynı şekilde yaklaştı: En düşük model arabasını verdi, değeri en az olan evini sundu. Maddi varlıklarını ölçülü paylaşıyor ama asla içten gelerek bir şey vermiyordu.
Hayat tarzı da aynıydı: Erken yat, erken kalk, yulaf ye, sarımsak ye… Yaşa ama keyif alma! Hayat, onun için bir zevk değil, bir kontrol alanıydı.
Zenginlik Nedir?
Zenginlik sadece parayla ölçülmez. Zenginlik;
Paylaşmakla,
Hayatı güzelleştirmekle,
Başkalarının yaşamına dokunmakla olur.
Kendine bile harcayamayan biri, zamanla ruhen fakirleşir. Maddi olarak zengin görünse de, aslında derin bir yoksunluk içindedir. Bu durum sadece kişiyi değil, çevresini de mutsuz eder.
Bu Hayat, Hayat mı?
Dakikaları hesaplayarak yaşamak, her harcamayı tehdit gibi görmek, her paylaşımı zayıflık saymak… Bu gerçekten “hayat” mı?
Harcayamadan biriktirilen servet, sadece bir rakamdan ibaret kalır. Sevilmeden geçirilen günler, yalnızca takvimdeki boş sayfalardır. Yaşamak, sadece nefes almak değil; keyif alabilmek, paylaşabilmek, iz bırakabilmektir.
Cimrilik ve harcayamama hastalığı, kişinin kendine inşa ettiği görünmez bir kafese dönüşebilir. Ve bu kafes ne yazık ki altından da olsa, sonuçta bir kafestir.
Biriktirmek mi, Yaşamak mı?
Cimrilik ve harcayamama hastalığı, bireyin ve çevresindekilerin hayatını olumsuz etkiler. Zenginlik, yalnızca biriktirmekle değil; sevgiyle, paylaşmakla ve keyifle yaşamakla anlam kazanır.
Unutmayın:
Gerçek zenginlik, biriktirdiğiniz değil; yaşadığınız anlarla ölçülür.