Bugün Dünya yörüngesinde 12 binden fazla uydu bulunuyor. Gündelik hayatta TV yayınlarından GPS’e kadar pek çok alanda bu uydulardan faydalanıyoruz. Ancak uydular, görünürdeki bu fonksiyonlarının ötesinde de son derece kritik roller üstleniyorlar. Orduların alandaki uyumunun sağlanmasından savunma sistemlerine kadar pek çok kritik operasyon bu uydulara bel bağlıyor. Bu yüzden ABD, Çin, Rusya üzere global güçler de bu alanda hakimiyet kurmak için yıllardır birbirleriyle yarışıyor. Hem yörüngedeki uydu sayısını arttırmak, hem de bu uydulara yönelik atak ve savunma stratejileri geliştirmek bu devletlerin öncelikleri ortasında yer alıyor. Bu da uzayı yeni bir savaş alanına dönüştürüyor. Üstelik Ay ve ötesine kurulacak üslerle birlikte bu savaş alanının daha da büyümesi bekleniyor. Ukrayna’da Rusya ile Batılı güçler ortasında devam eden savaş, uyduların bu stil global çatışmalarda ne kadar kritik olabileceğini herkese hatırlarken, Rus hackerların bu yaz gerçekleştirdiği siber akın da bu uyduları koruyamamanın ne üslup sonuçlara yol açabileceğini gözler önüne serdi. Rusya’nın Zafer Günü kutlamaları sırasında Ukrayna’ya yayın yapan bir uyduyu ele geçiren Rus hackerlar, milyonlarca Ukraynalıya Rusya’nın askeri gücünü sergileyen bir yaygın izlettiler.
Yaşanan bu olay, savaşlarda artık uydu üzere uzay teknolojilerinin de gaye olacağını gösterdi. Siber güvenlik uzmanı Tom Pace, örneğin GPS uydularının ele geçirilmesi durumunda ortaya çıkacak tablonun çok daha önemli olacağına dikkat çekiyor. Üstelik uydular yörüngede verilecek savaşın yalnızca ufak bir modülü.
Rusya Nükleer Bir “Uzay Silahı” Geliştiriyor
Amerikalı ulusal güvenlik uzmanları, Rusya’nın nükleer bir “uzay silahı” hazırladığını söylüyor. Bu silahın faal hâle getirildiğinde alçak Dünya yörüngesindeki uyduların neredeyse tamamını etkisiz hâle getirebileceği düşünülüyor. Silahın birinci evrede gerçekleştireceği fizikî akın çok sayıda uyduya hasar verirken, asıl “öldürücü” darbeyi nükleer patlama indirecek. Zira yörüngede gerçekleşecek bu nükleer patlamanın, çok fazla sayıda uydunun elektronik devrelerini yakacağı düşünülüyor. ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Mike Turner, bu üslup bir taarruzun neredeyse bir yıl boyunca alçak Dünya yörüngesini uydular için elverişsiz hâle getireceğini söylüyor.
Normalde bu üslup “uzay silahlarının” geliştirilmesi ve kullanılması milletlerarası mutabakatlarla yasaklanmıştı. Ne var ki şu anda bu mutabakatların manasını yitirdiği bir periyottan geçiyoruz. Bu da bu türlü bir senaryoyu daha muhtemel hâle getiriyor. Mike Turner, bu silahın kullanılmasının uzay çağının sonunu getireceğini belirtiyor ve bu yüzden bu silahın devreye sokulmasına katiyetle müsaade verilmemesi gerektiğini vurguluyor.
Alçak Dünya yörüngesi, uzayda verilecek savaşın yalnızca birinci cephesi. Yakın gelecekte Ay ve ötesine kurulacak üsler, bu “savaşı” daha farklı boyutlara taşıyabilir. Bilhassa ABD ve Çin, Ay’da üsler ve nükleer reaktörler kurma konusunda önemli bir yarışa girmiş durumda. Zira kurulan üsler Ay’da çizilecek sonları da belirleyecek. Örneğin Çin’in nükleer reaktör kurduğu bir bölge, ABD için girişe yasak bir bölgeye dönüşecek. ABD de bunun farkında olduğu için Çin’den evvel Ay’a üsler kurmak için elinden geleni yapıyor. Diğer yandan Ay’daki kıymetli minerallerin kimler tarafından denetim edileceği ve işleneceği de bu üç ülke ortasında potansiyel bir çatışma yaratabilir.
Tüm bunları birlikte ele aldığımızda, uzayın artık yeni bir savaş alanı hâline geldiği açıkça görülüyor. Üstelik önümüzdeki periyotta bu cephedeki çaba daha da değerli bir hâl alacak üzere görünüyor.
