Sibirya’nın dondurucu topraklarında yapılan kazılarda, 40 bin yıl önce ölen genç bir mamuta ait olağanüstü iyi korunmuş kalıntılar bulundu. Araştırmacılar bu kalıntılardan ilk kez çalışır durumda Mamut RNA’sı elde etmeyi başardı. Bu bulgu, RNA’nın ölümden sonra hızla bozulduğu yönündeki tüm bilimsel inançları altüst etti ve “soyu tükenen türler geri dönebilir mi?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
40 Bin Yıllık Mamut RNA’sı Bilimi Şaşırttı
İsveç’teki Stockholm Üniversitesi’nden bilim insanları, “Yuka” adı verilen bu genç mamutun kalıntılarında donmuş RNA dizilerini çözmeyi başardı. Normalde birkaç dakika içinde bozulan RNA, Sibirya’nın eksi derecelerdeki permafrost tabakası sayesinde adeta zamanda dondu. Çalışmanın başındaki biyolog Marc Friedlander, “RNA dakikalar içinde yok olur, ama biz 40 bin yıllık bir örnek bulduk. Kimse böyle bir şeyin mümkün olduğunu düşünmemişti,” diyerek keşfin önemini vurguladı.
Araştırmacılara göre bu RNA örnekleri, mamut hücrelerinin ölüm anındaki biyolojik süreçlerini gösteriyor. Yani bilim insanları, binlerce yıl önce donmuş bir hücrenin içindeki faaliyetleri bugün gözlemleyebiliyor. Bu, biyolojide neredeyse imkânsız sayılabilecek bir pencere açıyor.
RNA’nın keşfi, yalnızca antik canlıları değil, günümüz hastalıklarını anlamada da devrim yaratabilir. Bilim insanları, mamut RNA’sındaki mikroRNA dizilerinin çözülmesinin, Ebola ve SARS-CoV-2 gibi modern virüslerin evrimsel geçmişini aydınlatabileceğini söylüyor.
Bulgular, aynı zamanda gelecekteki “genetik yeniden canlandırma” çalışmalarına da yön verebilir. Mamutların tam olarak geri dönmesi henüz mümkün olmasa da, bu keşifle birlikte doğa tarihinin en eski genetik anıları bir kez daha gün yüzüne çıkmış oldu.

