Deniz nakliyatının ve çimento üretiminin dünya genelinde en yüksek karbon salımına neden olan dallar ortasında yer aldığı biliniyor. Lakin bu iki kirli alanı tıpkı anda dönüştürmeyi hedefleyen çığır açıcı bir proje, Akdeniz’de seyreden bir çimento gemisiyle hayata geçiriliyor. Yenilikçi bir yöntem
Londra merkezli iklim teknolojisi şirketi Seabound, deniz taşıtlarının yaydığı karbondioksiti kireç taşına dönüştüren özel bir karbon yakalama sistemi geliştirdi. Elbette bu değişik bir tesadüf değil: Kireç taşı, çimento üretiminde kullanılan temel hammaddelerden biri. Bu yenilikçi sistemin birinci uygulama alanıysa UBC Cork isimli çimento taşıma gemisi oldu.
UBC Cork, şu anda Akdeniz’de yol alırken motorlarından çıkan karbon, gemide anında kireç taşına dönüştürülüyor. Gemi Norveç’e ulaştığında bu taşlar kıyıya indirilecek ve Heidelberg Materials’in sıfır emisyon maksatlı Brevik fabrikasında tekrar çimentoya dönüştürülecek. Heidelberg Materials, bu yılın başlarında otonom kamyonlar konusunda değerli bir muahedeye da imza atmıştı. Küresel karbon salımının yaklaşık yüzde 3’ü deniz nakliyatından, yüzde 8’i ise çimento üretiminden kaynaklanıyor. Dahası bu iki kesimin emisyonlarını azaltmak teknik olarak da hayli sıkıntı. Gemiler uzun seyahatler için şimdi kâfi güç yoğunluğuna sahip bataryalara sahip değil. Öte yandan en yaygın çimento tipi olan Portland çimentosunun üretim süreci direkt kimyasal yansımalar yoluyla karbon salımı yaratıyor.
Düzenlemeler yolda
Ancak bu kirlilik karşısında memleketler arası baskı da artıyor. Milletlerarası Denizcilik Örgütü (IMO), önümüzdeki on yıl içinde gemi filolarındaki sera gazı emisyonlarının yüzde 30 oranında azaltılmasını kaide koşuyor. 2040 yılına kadar ise bu oran yüzde 65’e yükselecek.
Seabound’un tahlili, mevcut gemi motorlarının büsbütün değiştirilmesini gerektirmiyor. Sistem, içten yanmalı motorlara entegre edilebilen bir egzoz dönüşüm modülü olarak çalışıyor. Bu sayede hem maliyetler düşük tutuluyor hem de yaygın kullanım potansiyeli artıyor.
