Rüzgâr takviyeli gemi tahrik sistemleri son yıllarda deniz nakliyatında karbon ayak izini azaltmanın en umut verici yollarından biri olarak öne çıkıyor. Bu alanda dikkat çeken atılımlardan biri geçtiğimiz günlerde Danimarkalı denizcilik şirketi Uni-Tankers‘tan geldi. Şirketin filosundaki kimyasal tanker M/T JUTLANDIA SWAN’a, Econowind tarafından geliştirilen dört adet 16 metrelik VentoFoil sistemi kuruldu. Rotterdam limanında yalnızca dört gün içinde gerçekleştirilen suram, hem teknolojik entegrasyonun pratikliğini sergiledi hem de rüzgâr dayanaklı sistemlerin tanker segmentinde de kullanılabileceğini gösterdi. Econowind’in ATEX sertifikalı bu “emişli kanat” teknolojisi, bugüne dek 130’dan fazla gemide kullanıma sunulmuş durumda. M/T JUTLANDIA SWAN ise bu teknolojiyle donatılan dördüncü tanker olma unvanını taşıyor.
VentoFoil Yelkenlerinin Suram Hazırlıkları Türkiye’de Yapıldı
VentoFoil yelkenlerin temel heyetim hazırlıkları, gemi, kuru havuz bakım süreci için Türkiye’deyken yapıldı. Akabinde geminin Rotterdam’a gelmesiyle birlikte sistemler süratle monte edildi. Heyetimin tamamlanmasıyla birlikte onay sürecine geçildi. Artık bu sistemin gemi sınıflandırma kuruluşu Bureau Veritas tarafından onaylanması bekleniyor.
Yapılan hesaplamalara nazaran, bu rüzgâr dayanaklı sistem gemiye %10 oranında EEXI (Enerji Verimliliği Mevcut Gemi İndeksi) güzelleştirmesi ve %3’lük bir FuelEU Maritime ahenk katkısı sağlayacak.
Uni-Tankers yöneticisi Kristian Larsen’a nazaran temel sıkıntı yalnızca teknolojinin kendisi değil, bu sistemlerin günlük operasyonlara ne ölçüde entegre edilebildiği. Şirket bu nedenle M/T JUTLANDIA SWAN’ı bir test platformu olarak konumlandırıyor. Gerçek deniz şartlarında sistemin yakıt tüketimi üzerindeki tesiri, mürettebatla olan ahengi ve operasyonel sürdürülebilirliği gözlemlenecek.
Bu gelişme, rüzgârın deniz nakliyatında tekrar birincil güç kaynağı hâline gelmeye aday olduğu yeni bir periyoda işaret ediyor. Lakin rüzgâr dayanaklı sistemlerin geleceği, sırf mühendislik başarılarına değil, birebir vakitte operasyonel adaptasyona ve ekonomik sürdürülebilirliğe de bağlı olacak.
