Temiz güç projelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte yüksek tansiyonlu elektrik kabloları, global güç dönüşümünün en kritik darboğazlarından biri haline geldi. Rüzgar santralleri, güneş gücü çiftlikleri ve milletlerarası elektrik şebekelerini birbirine bağlayan bu kablolar için talep rekor düzeylere ulaşırken üretim kapasitesi bu talebi karşılamaktan uzak kalıyor. Özel mühendislik ve uzun üretim süreçleri gerektiren bu altyapı bileşenleri tedarik zincirinde yıllarca sürecek gecikmelere yol açıyor.
Dünya elektrik istiyor, kablo üretimi yetişemiyor
Uluslararası Güç Ajansı’nın datalarına nazaran global pak güç maksatlarına ulaşmak için 2040 yılına kadar yaklaşık 80 milyon kilometre şebeke altyapısının inşa edilmesi gerekiyor. Bu halihazırda bir yüzyılda inşa edilen elektrik şebekesinin tamamının yalnızca 15 yılda tekrar kurulması gerektiği manasına geliyor
Yüksek tansiyonlu kabloların üretimi 200 metre uzunluğunda özel kulelerde gerçekleştiriliyor ve her bir kablonun tasarımı projenin gereksinimlerine nazaran farklı ayrı belirleniyor. Bu yüksek teknoloji eserlerinin üretim süreci aylar sürebiliyor.
Chery’den tam 2000 km menzilli yeni hibrit!
Chery, yeni jenerasyon amiral gemisi plug-in hibrit modeli Fulwin A9L’in ön siparişlerinin 25 Haziran’da başlayacağını duyurdu.
Üreticiler şu anda büyük çaplı projelerin yüzde 80 ila yüzde 90’ının yüksek tansiyon yanlışsız akım (HVDC) sistemlerini tercih ettiğini belirtiyor. Bu teknoloji klasik alternatif akım sistemlerine kıyasla daha uzak aralıklara daha az güç kaybıyla iletim sağladığı için tercih ediliyor.
Ancak artan talep üretim sınırlarını yıllarca rezerve hale getirmiş durumda. Şirketler yeni siparişler için 2027 yahut sonrasına tarih verebiliyor. Güç dönüşümünün sürat kazanması, ticari mahzurların artması ve birçok ülkede yıllardır ertelenen şebeke yenileme projelerinin birebir anda devreye girmesi, bu talep artışının temel nedenleri ortasında.
Yüksek tansiyonlu kablo krizinin çözülmemesi yalnızca yeni yenilenebilir güç projelerinin değil tıpkı vakitte ülkeler ortası güç ticaretinin ve arz güvenliğinin de önünde önemli bir mahzur oluşturuyor. Güç kesimi bu darboğazı aşmak için üretim kapasitelerinin süratle artırılması ve tedarik zincirlerinin tekrar yapılandırılması gerektiğini vurguluyor.
