Uzmanlar, uyku kalitemizi ve genel sıhhatimizi direkt etkileyen uyku konumlarının yararlarını ve potansiyel ziyanlarını mercek altına aldı.
Yaş, kilo ve çevresel faktörler üzere pek çok değişken, “mükemmel” uyku durumunun şahıstan şahsa değişebileceğini gösteriyor. Lakin, birtakım durumların başkalarına nazaran daha fazla avantaj sağladığı da bir gerçek.
Sırtüstü yatış pozisyonu, horlama ve uyku apnesi üzere sıkıntılara yol açabilse de, omurga hizalanması için en uygun konumlardan biri olarak kabul ediliyor ve mide yanmasını hafifletmeye yardımcı olabiliyor.
Yan yatış pozisyonu ise, bilhassa sol tarafa yatıldığında, sindirimi kolaylaştırıyor ve beyindeki atık hususların temizlenmesine yardımcı olarak Alzheimer yahut Parkinson riskini azaltma potansiyeli taşıyor. Lakin bu durum, omuz, sırt yahut çene ağrılarına neden olabilir.
Yüzüstü yatış pozisyonu, horlamayı ve uyku apnesini sınırlama konusunda tesirli olsa da, omurga üzerinde önemli bir baskı oluşturarak boyun ve sırt ağrılarına yol açabilir. Birden fazla insan gece boyunca konum değiştirse de, bebekler için ani bebek mevti sendromu (SIDS) riskini azaltmak hedefiyle sırtüstü yatış durumu önerilmiyor
Vücudunuzu dinleyin
Sonuç olarak, en düzgün uyku durumu ferdî tercihlere ve sıhhat gereksinimlerine nazaran değişiklik gösterse de, her konumun kendine mahsus yararları ve dezavantajları var. Uzmanlar, rahat ve kaliteli bir uyku tecrübesi için bedenin sinyallerini dinlemenin ve mümkün sıhhat meselelerini göz önünde bulundurarak en uygun konumu seçmenin kıymetini vurguluyor. Şayet uykuyla ilgili sorunlarınız varsa, yanlışsız tahlili bulmak için hekiminize müracaatınızı da tavsiye ediyoruz.
