Avrupa’da yürürlüğe girecek yeni emisyon kuralları, araba sanayisinde unutulmuş bir kesimin geri dönmesine yol açabilir. 1960’lardan itibaren yerini disk frenlere bırakan tambur frenler, Euro 7 düzenlemeleri sayesinde tekrar gündeme geldi. Kasım 2026’da yürürlüğe girecek olan bu kurallar, sırf egzoz emisyonlarını değil tıpkı vakitte lastik ve frenlerden çıkan parçacıkları da kapsıyor.
Geçmişte yüksek süratlerde ve uzun müddetli kullanımlarda ısınarak performans kaybına yol açtığı için tercih edilmeyen tambur frenler, kapalı yapıları sayesinde fren tozunun dışarı çıkmasını büyük ölçüde engelliyor. Bu özellik, yeni yönetmeliklerde bilhassa maksat alınan ince partikül salınımını azaltma konusunda kıymetli bir avantaj sağlıyor. Ayrıyeten tambur frenlerin daha ucuz üretilebilmesi, jantlarda toz birikmesini engellemesi ve kullanılmadığı vakitlerde daha az sürtünme yaratması da öne çıkan özellikler ortasında yer alıyor.
Üreticiler, fren emisyonlarını azaltmak için farklı tahliller üzerinde de çalışıyor. Çelik disklerin kaplanması, daha güçlü balatalar yahut harika arabalarda kullanılan karbon diskler bu seçeneklerden kimileri. Karbon disklerin emisyonu yüzde 81’e kadar azalttığı biliniyor, lakin yüksek maliyetleri sebebiyle yaygınlaşmaları güç görünüyor. Bu nedenle daha pratik ve ucuz tahlillerden biri olarak tambur frenlerin tekrar kıymetlendirilmesi gündeme geliyor.
Tedarikçi firmalardan Tenneco, bakır içermeyen balatalarıyla PM10 emisyonlarını yüzde 60 oranında azaltabiliyor. Şirket, tambur frenlere yönelik talebin süratli düşüşünün son yıllarda yavaşladığını, yeni regülasyonlarla birlikte ise büsbütün bilakis dönebileceğini belirtiyor.
Elektrikli ve hibrit araçların da bu dönüşümde değerli bir rol oynaması bekleniyor. Rejeneratif frenleme sistemleri sayesinde bu araçlar, sürüş sırasında klasik frenleri daha az kullanıyor. Bu da tambur frenlerin çok ısınma sıkıntısını büyük ölçüde ortadan kaldırıyor. Volkswagen, ID.3 ve ID.4 modellerinde halihazırda art aksta tambur fren kullanıyor ve Euro 7’nin yürürlüğe girmesiyle bu yaklaşımın öbür markalar tarafından da benimsenmesi bekleniyor.
