Pera Coda, İstanbul’u kendilerine has bir sanat lisanıyla yorumlamaya başlayan İTÜ mezunu üç mimarlık öğrencisinin oyun yapma hayali ile başladı. Hazırladıkları oyun konsept görüntüleri toplumsal medyada büyük ilgi görmeye başladıktan sonra hayallerini gerçeğe dönüştürmek için Türk oyun stüdyosu ve yayıncı şirketi Elyzio’ya katılan grup, global çapta argümanlı bir oyunla oyuncularla buluşmayı hedefliyor.
“Pera Coda, hem kentimize bir aşk mektubu hem de suçluluk, pişmanlık ve huzur arayışını temel alan beşere dair üniversal bir kıssa,” diyor projenin Sanat Yönetmeni Ahmet Karı ve ekliyor, “Oyunumuz İstanbul’un sürreal bir yine yorumlanması olmakla kalmayıp gerçek yerler, lokal detaylar ve oyunlarda nadiren görülen duygusal katmanlarla dolu. İstanbul burada hem bir sahne hem de bir ayna; doğu ile batının, kaos ile huzurun buluştuğu bir yer olarak kıssaya ilham veriyor”.




– Anlatıya Derinlik Katan Diyalog Seçimleri ve Bulmacalar: Sırlar ve bulmacalarla dolu, keşfedilmeyi bekleyen ruhsal bir hikaye.
– Sürreal bir İstanbul, Gerçek Yerler: Tarihin akışını değiştiren hoş kentimiz İstanbul’un sürreal bir versiyonunda kaybolma ve kentin simgesi haline gelmiş yerlerinde dolaşma tecrübesi.
– Gözalıcı Sanat Şekli: Neon ışıklarla yıkanmış dar sokaklardan, hayal üzere hissettiren sürreal görüntülere kadar her ortam titizlikle tasarlandı. İzometrik kamera açısı ile çevresel ipuçları ve görsel anlatım derinliği.
– Öğrenmesi ve Oynaması Kolay, Akıcı Bir Oyun Tecrübesi: Oyuncuları bunaltmadan içine çeken point & click mekaniklerine dayalı zahmetsiz bir oynanış. Savaşmak yok, uğraş yok, yalnızca keşifler, diyaloglar ve seçimlerden ibaret varlıklı bir atmosfer ve kıssa sizleri bekliyor.