General Atomics Electromagnetic Systems (GA-EMS) ve Kepler Communications, havacılık ve uzay teknolojilerinde kıymetli bir prensip imza attı. Şirketler, gerçekleştirilen son uçuş testinde, bir De Havilland Canada DHC-6 Twin Otter uçağına monte edilen Optik İrtibat Terminali (OCT) sistemi aracılığıyla, alçak Dünya yörüngesindeki Kepler uydusuyla lazer tabanlı bir bilgi bağlantısı kurmayı başardı. GA-EMS ve Kepler, hava-uzay temasında yüksek süratli bilgi iletimini muvaffakiyetle test etti
Radyo frekansları, uzun yıllardır havacılık ve uzay irtibatının temelini oluşturuyor. Fakat, mevcut radyo sistemleri sonlu bant genişliği nedeniyle yüksek hacimli data iletiminde yetersiz kalıyor. Bu durum, derin uzay araştırmalarında önemli bir sorun yaratıyor. Örneğin, uzay araçlarının dakikalar içinde topladığı bilgilerin Dünya’ya indirilmesi mevcut teknolojilerle günler sürebiliyor. Bu nedenle NASA ve öbür uzay ajansları, son yıllarda klâsik radyo dalgaları yerine lazer tabanlı optik irtibat sistemleri üzerine ağırlaşmış durumda.
Yeni testte kullanılan OCT sistemi, 12 inç (30 cm) çapındaki kompakt yapısıyla dikkat çekiyor. 10 watt gücünde bir lazerle donatılan sistem, 2,5 Gbps’ye kadar bilgi transfer kapasitesine sahip. Yüksek hassasiyetli lazer, 2.970 deniz mili (yaklaşık 5.500 km) uzaklıktaki gaye uydularla irtibat kurabiliyor ve saniyede 25°’lik hedefleme süratiyle yüksek hareket kabiliyeti sunuyor. Yapılan testlerde, uçak ile Kepler uydusu ortasında 1 Gbps’ye yakın data transfer suratı muvaffakiyetle elde edildi.
GA-EMS Başkanı Scott Forney, testin muvaffakiyetle tamamlanmasının akabinde yaptığı açıklamada, “Ekibimiz, hava platformları ile uzay tabanlı sistemler ortasındaki bağlantı açığını kapatmada kritik bir adım attı. OCT sistemi, yüksek süratli ve inançlı data transferi sağlayarak taktik ve operasyonel misyonlarda yeni bir standart oluşturacak.” ifadelerini kullandı.
GA-EMS ve Kepler’in gerçekleştirdiği bu başarılı test, sadece teknoloji açısından değil tıpkı vakitte stratejik bağlantı altyapısının geleceği açısından da kritik kıymete sahip. Önümüzdeki devirde bu teknolojinin daha yüksek suratlara, daha uzun menzillere ve daha inançlı protokollere evrilmesi bekleniyor. Böylelikle hava ve uzay sistemleri ortasındaki sonlar giderek daha da silikleşecek ve global bilgi paylaşımı yeni bir boyuta taşınacak.
