Oynadınız Mı? serimizde bizleri bir defa daha çiftlik işleriyle haşır neşir kılacak bir oyuna yol alıyoruz sevgili Oyungezerler.
Buradan da anlaşılacağı üzere Cattle Country, “Stardew Valley gibi” tarifiyle ele alınabilecek oyunlar kategorisinde yer alıyor. Pekala piyasada bu kadar örneği varken kendisinin tercih edilmesini sağlayabilecek özellikleri var mı, buyurun daima bir arada bakalım.
Kovboylar diyarına yol alalım
Cattle Country, bizleri 19. Yüzyılın sonlarında bir “Vahşi Batı” kasabasına götürüyor ve bu türlü bir kasabada neler yapılabilirse onları yapmamıza imkân veriyor.
Oyuna başlarken bir at otomobiliyle kasabanıza geliyor ve belediye lideriyle tanışıp oyunda birinci ısınma cinsinizi atıyorsunuz. Bu noktada bu tıp oyunlarda tecrübeli olup olmadığınız soruluyor fakat ortasında çok da fark yok aslında. Tecrübesizim derseniz, gereksinim duyduğunuz aletleri verirken bunlarla neler yapılabileceğine ilişin birer ikişer cümle söylüyor belediye lideriniz. Tecrübeliyim dediğinizde de bütün aletleri verip gidiyor :)
Başlangıçta elinizde bir çadırınız, baltanız, kazmanız, küreğiniz var. Kasabanın dışında bir arazinin ortasına atıyorlar sizi. Ondan sonra da artık ne yaparsanız size kalmış.
İlk başta kestirim edebileceğiniz üzere etraftaki çalı çırpıyı topluyor, ağaçları kesip odun topluyor, bahçenizi oluşturup birinci eserlerinizi ekiyor, tezgahınızı kurup ekipmanlar üretmeye, ateşinizi yakıp yemek pişirmeye vs başlıyorsunuz.
Sonra kasabaya gidip ahaliyle tanışmaya, yavaş yavaş toplumsallaşmaya geliyor sıra. Alışveriş yapacağınız, kimi durumlarda dayanak alacağınız bireylerle bu formda tanışıyor ve vakit zaman istediklerini yapıp, ortada sırada ikramlar verip bu ilgileri geliştiriyorsunuz.
Arada sırada topluluk aktiflikleri de oluyor. Mesela bahar kutlamasında dans yarışına katılabiliyorsunuz. Buralarda küçük oyunlar oynuyor, başarılı olursanız da mükafatı kapıyorsunuz. Başarısız olmak da önemli değil, her halükârda dans partneriyle bağlantınızı geliştirmiş oluyorsunuz zati :)
Bu biçimde çiftliğinizi adım adım geliştirip dört başı mamur bir hale getirmeye, bir yandan da kasabanın sevilen sakinleri ortasına isminizi yazdırmaya çalışıyorsunuz.
Madencilik işleri de var olağan. Ancak bu işlere girişebilmek için öncelikle karakterinizin geliştirmeniz, gerekli ekipmanlarla donanmanız lazım. Oyunun farklı bir şeyler denediği yerlerden birisi olarak bu kısım belirtilebilir. Akla Steamworld Dig üzere oyunları getiriyor bu anlarda.
Cattle Country’nin emsal oyunlardan farklılaştığı bir öbür nokta olarak Yırtıcı Batı temasına uygun düşecek formda çetelerle, haydutlarla kapışmaları da belirtmek mümkün. Burada da küçük oyun halinde çatışmalar yapılıyor.
Oyunun başlangıç kısmında biraz daha cömert olduğunu söylemek mümkün. Fakat işleri biraz daha ağırdan aldığı yerler olduğunu da belirtmekte yarar var. Mesela kolay bir mahsul için bile uzun bir bekleme müddeti gerektirebiliyor. Bu da tempo kaybı yaşanması riskini yükselten bir öge olarak karşımıza çıkıyor.
Özetle rastgele bir çiftçilik oyunundan ne bekliyorsanız 3 aşağı 5 üst onu sunan, bunun yanında kendince birkaç dokunuşla da benzerlerinden bir ölçü farklılaşmaya çalışan bir oyun Cattle Country.
Stardew Valley ile işiniz bittiyse, 1800’lerde bir Yabanî Batı kasabasına yol alıp talihimi bir de orada deneyeyim, yalnızca çiftçilikle uğraşmayayım, biraz madencilik biraz kovboyluk da yapayım derseniz, Cattle Country’ye de bir göz atabilirsiniz.
