Günümüzde güneş panelleriyle elektrik üretmek sıradan bir uygulama hâline gelmiş olsa da, güneş ışığının sırf küçük bir kısmı (yaklaşık %20’si) elektriğe dönüştürülebiliyor. Bunun temel nedeni, silikon bazlı fotovoltaik (PV) panellerin sırf makul dalga boylarındaki ışığı elektriğe çevirebilmesidir. İspanyol BlueSolar girişimi, bu sınırlamayı aşmak için yenilikçi bir tahlil geliştirdi. Geliştirdikleri özel ince sinema, PV panelin üzerine kaplanarak sırf verimli formda değerlendirilebilecek dalga boylarını panele geçiriyor; geri kalan ışığı—özellikle ısı yayan kızılötesi (infrared) ve bir ölçü mavi ışığı—yansıtıyor.
Yansıtılan bu ışık, kule tabanlı bir konsantre güneş gücü (CSP) sistemiyle bir noktada toplanıyor ve yüksek sıcaklıklarda tuzu eritmek için kullanılıyor. Elde edilen erimiş tuz, özel tanklarda depolanıyor ve gereksinim duyulduğunda bu termal güç, buhar türbiniyle elektriğe dönüştürülüyor.
Bu ısı gücü sırf elektrik üretimiyle sonlu değil; endüstriyel proseslerde, yüksek sıcaklıkta hidrojen üretiminde ve deniz suyunun arıtılmasında da kullanılabiliyor. Ayrıyeten üretim kent merkezine yakın bir alanda gerçekleştiriliyorsa, Avrupa’da yaygın olan merkezi ısıtma sistemlerine de entegre edilebiliyor.
BlueSolar ismini, panellerin bir kısmı mavi ışığı da yansıtmasından alıyor. Güneşi takip eden çift eksenli paneller, ayna üzere davranarak ısıyı kuleye yansıtıyor. Bu sayede paneller daha az ısınıyor, bu da direkt elektrik üretimini artırıyor.
Bu yeni teknoloji sayesinde firma, daha evvel silikon bazlı panellerin erişemediği ışık spektrumundaki yaklaşık %50’lik enerjiyi kullanabilir hâle geldi. Panellerin soğumasıyla birlikte %10’luk ek bir elektrik üretimi sağlanıyor ve böylelikle klasik PV tarlalarına nazaran toplamda %60 daha fazla güç üretilebiliyor. Üretilen bu gücün bir kısmı ısı formunda olduğu için ticari projelerde termal depolama sistemlerine aktarılıyor.
Termal depolama ünitesi, güneş battıktan sonra devreye girerek santralin gece de güç üretmesini sağlıyor. Böylelikle yıllık yaklaşık 3300 saat üretim yapan bir tesis, 7000 saate kadar çıkabiliyor.
Güneş gücü santrallerinde çoklukla gözden kaçan kıymetli maliyet kalemlerinden biri de kent merkezlerinden uzakta kurulan bu tesisler için gereken yüksek tansiyon iletim sınırı ve alınan lisans kapasitesidir. Örneğin 50 MW’lık bir lisansınız varsa, buna uygun bir iletim çizgisi inşa etmeniz gerekir. BlueSolar’ın tahlili sayesinde, bu çizgisi günün en değerli saatlerinde verimli kullanarak ek gelir elde etmek mümkün oluyor. Elbette, benzeri bir avantajı çok sayıda PV panel ve LFP batarya ile de sağlayabilirsiniz, fakat bu epeyce maliyetlidir. BlueSolar yaklaşımı ise daha az alan kullanarak ve batarya yatırımı yapmadan bu randımanı elde etmeyi sağlıyor. Aslında BlueSolar’ın kullandığı teknolojilerin birden fazla hâlihazırda bilinen ve yaygın formda üretilen sistemlerden oluşuyor. Çift eksenli güneş takip sistemleri, PV paneller, termal odaklama kuleleri, tuz eritme ve türbinle elektrik üretimi halihazırda var olan teknolojiler. Fark yaratan tek bileşen, dalga uzunluklarını ayırabilen özel sinema. Bu sinema teknolojisi için planlanan 1,7 milyon Euro’luk yatırımın 750 bin Euro’su Avrupa Birliği fonlarından sağlandı. Şirket artık sinema fabrikasını kurmayı ve ticari müşterilerle mutabakatlar yapmayı hedefliyor.
