Ahmet Mattia Minguzzi, güzelliğiyle, sevgisiyle ışık saçan bir çocuktu. Annesi ve babasının göz bebeği, hayalleri olan bir evlattı. Fakat bir gün, yalnızca kaykayına parça almak için çıktığı yolda geri dönemedi. Kaykayını alamadan, hayattan koparıldı. Kalbinden defalarca bıçaklanarak, herkesin gözü önünde canice öldürüldü.
Bu sadece bir cinayet değil. Bu, bir toplum aynası. Bu, vicdanın, değerlerin, çocuk yetiştirmenin ne kadar hayati olduğunu bize acı bir şekilde hatırlatan trajik bir olay.
Neden Sevgi Dolu Çocuklar Yetiştirmeliyiz?
Çünkü sevgisiz büyüyen bir çocuk, neyin doğru neyin yanlış olduğunu sağlıklı biçimde öğrenemez. Merhameti tatmamış bir yürek, başkasının canını acıtırken durup düşünemez. Empatiyle beslenmeyen bir birey, bir başka insanın hayatını karartmaktan çekinmez.
Ahmet gibi çocuklar, sevgiyle büyütülür. Ama ne yazık ki bazı çocuklar, öfkeyle, ilgisizlikle, şiddetle büyüyor. Ve sonuçları tüm toplumu etkiliyor. Ahmet’in hayatı, sadece onun değil, hepimizin kaybıdır.
Adalet Yeterli mi?
Cinayeti işleyen çocuklar sadece 15-16 yaşındaydı. Yaşları küçük diye indirim alacaklar. 24 yıl ceza alsalar bile, infaz düzenlemeleriyle sadece 9-10 yıl sonra tekrar aramıza karışabilecekler. Oysa bir annenin kaybı ömür boyu… Ahmet’in annesi Yasemin Akıncılar Minguzzi’nin “Bu suçun indirimi olmaz!” feryadı, hepimizin sesi olmalı.
Sevgiyle Büyüyen Çocuklar, Barışın Teminatıdır
Sevgi dolu çocuk, şefkati öğrenir.
Sevgi dolu çocuk, sınırlarını bilir.
Sevgi dolu çocuk, başkalarının hakkını gasp etmez.
Sevgi dolu çocuk, önce yüreğiyle büyür.
Ailelerin, öğretmenlerin, toplumun çocuklara vereceği en büyük miras; koşulsuz sevgi ve değer duygusudur. Her çocuk sevgiyle büyümeyi hak eder. Her çocuk, başkasına zarar vermek yerine onu anlamayı öğrenmelidir.
Birlikte Daha Güvenli Bir Toplum İçin
Ahmet geri gelmeyecek. Ama onun anısı, çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakmak istediğimizin aynası olabilir. Bu tür acıların tekrar yaşanmaması için sesimizi yükseltmeliyiz. Çocuklarımızı sadece akademik başarıya değil, vicdana, saygıya ve merhamete yönlendirmeliyiz.
Ahmet’in annesi adalet mücadelesini sürdürüyor. Biz de onun yanında olmalı, sevgisizliğin sonuçlarına karşı durmalıyız. Change.org’daki kampanyayı imzalamak, bu sese destek vermektir. Ama asıl destek, her gün çocuklarımıza gösterdiğimiz davranışlardadır.