Elon Musk’ın X platformunun, şimdi Twitter ismi ile faaliyet gösterirken kullandığı devasa kuş logosu, 560 kilogramlık yüküyle Nevada çölünde, Burning Man şenliği için tasarlanan özel bir aktiflikte alevler içinde kalarak dramatik bir sona ulaştı.
Bu sembolik veda, kuş logosunun yaklaşık 17 yıldır süren serüvenine son noktayı koydu.
Aslında bir müzeye kaldırılsa, gelecek jenerasyonlara kalabilecek kadar dünya tarihinde ihtilal yaratmış bir sembol olsa da, her şeyi tüketip yok etmeye meraklı yeni tüketici kuşağının ikonik şenliği Burning Man‘de, bu logoyu da yok etme ve yakma hevesine kurban ettiler.
Twitter’ın kuş logosu, aslında bir mühendislik mükemmeliydi; 18 metre uzunluğunda bir kol üzerinde istikrarda duran, hareketli bir heykeldi. Özel olarak tasarlanmış, parlak LED ışıklandırmasıyla donatılan ve uzaktan denetim edilebilen bu devasa logo geçtiğimiz yıl platformun ismini Twitter’dan X’e çevirmesiyle merkez binasından kaldırılmıştı. Akabinde Musk, bu dev logoyu Burning Man şenliğine armağan etmişti.
Ancak heykelin ateşe verilmesi, Nevada eyaleti düzenlemeleri ve Burning Man’in kendi katı kuralları nedeniyle kolay olmadı. Aktiflik alanındaki çevresel ve güvenlik standartları, devasa bir yapının yakılmasını epey karmaşık hale getiriyordu. Bilhassa yapıda kullanılan boya ve öbür gereçlerin toksik dumanlar yayma potansiyeli, mahallî yetkililerin endişelenmesine neden oldu. Bu nedenle, heykelin yakılmasına lakin belli güvenlik tedbirleri alındıktan ve ilgili müsaadeler çıkarıldıktan sonra onay verildi.
Sonunda, tüm zorluklara karşın dev kuş heykeli, Burning Man iştirakçilerinin gözleri önünde alevler içinde kalarak X’in yeni kimliğini simgeleyen bir performans sergiledi.
İfade özgürlüğünü sembolize eden kuş
Bu ortada Twitter logosu, hem kuş üzere özgür olmak, hem de dilediğince “şakımak” manasına geliyordu. Yani tabir özgürlüğünü sembolize ediyordu lakin bunun yalnızca içi boş bir imaj olduğu, Twitter yöneticilerinin “sevmedikleri” herkesin hesabını kapamalarıyla ortaya çıktı. Bunların ortasında, Twitter yöneticilerinin Demokrat Parti’yi desteklemesi sebebiyle Cumhuriyetçi Parti’den seçilen ABD Lideri’nin hesabını kapatmaları olayı da, ABD’deki “ifade özgürlüğü” kavramının nasıl büyük bir palavra olduğunu gösteren hadise olarak tarihe geçmişti.
