Yazılım kesiminde yapay zekanın kullanımı süratle bir mecburilik haline geliyor. Kripto para borsası Coinbase, bu dönüşümde en sert adımı atan şirketlerden biri oldu. Şirket, yapay zeka dayanaklı kod yazım araçlarını kullanmayı reddeden mühendislerini işten çıkardı.
Coinbase, yapay zeka aykırısı yazılımcılara acımadı
Stack Overflow bilgilerine nazaran, yazılımcıların %84’ü yapay zeka araçlarını ya kullanıyor ya da kullanmayı düşünüyor. Öbür bir araştırmaya nazaran ise 2028’e kadar kurumsal yazılımların %40’ı yapay zeka dayanaklı tekniklerle geliştirilecek. Tüm bu bilgiler, yapay zekanın yazılım dünyasında artık bir tercih değil, kaçınılmaz bir araç olduğunu gösteriyor. Coinbase’de yaşanan son gelişmeler de bu durumu ortaya koyuyor.
Coinbase CEO’su Brian Armstrong, önümüzdeki aydan itibaren şirkette yazılan kodların yarısından fazlasının yapay zeka tarafından üretileceğini açıkladı. Armstrong, bu değişime ayak uyduramayanların şirkette yeri olmadığını belirtti.
Bir podcast’te konuşan Armstrong, GitHub Copilot ve Cursor üzere araçları kullanmayı reddeden mühendisleri işten çıkardığını söyledi. Tüm mühendislik takımına Slack üzerinden bu araçların mecburî olduğunu bildirdiğini ve bu isteğini yerine getirmeyenlerle birebir görüştüğünü anlattı. Armstrong, seyahat üzere geçerli mazereti olanlar dışında sebep sunamayanların işine son verildiğini söz etti.
Coinbase’in bu agresif dönüşümü, hem idare biçimine hem de güvenlik telaşlarına dair yansılara yol açtı. Şirket, kripto para piyasası üzere güvenliğin kritik değer taşıdığı bir alanda faaliyet gösteriyor. Buna karşın yapay zekaya bu derece güvenilmesi riskli bir karar olarak bedellendiriliyor.
Coinbase, daha geçtiğimiz Mayıs ayında önemli bir bilgi ihlali yaşamış, yaklaşık 70 bin müşterinin dataları sızdırılmıştı. Yapay zekanın artık bu kadar yaygın kullanıma sokulması, mevcut güvenlik risklerini artıracağı tasasını beraberinde getiriyor.
Tüm tenkitlere karşın Coinbase idaresi, yapay zeka tarafından yazılan kodların kapsamlı inceleme süreçlerinden geçtiğini ve bu durumun her ünite için mecburî olmadığını savunarak geri adım atmayacağını gösteriyor.
